Elinde bir kahve fincanı, tıklatılmış bir kapı, tuz, şeker, kahve her nasıl olup tanışılmışsa bir komşu dostluğu.Benim için sabahın körü, o daha geceyi bitirmemiş yatıp uyumamış kapıyı çalıyor.
-Günaydın...Erken çalınmış zilin farkında o arz yumuşak bir ses,elinde fincan yok, kafasında anlatılacak bir dolu şey, bir dolu soru cevabı benden istenmeyen ama bana sorulan . Samimiyetin güveninde neredeyse itekleyerek giriyor içeri. Mutfak masasına geçip oturuyor, her zamanki yerine.Kapıyı kapatıp peşinden bende masaya gidip karşısına oturuyorum. Lafa başlasın, bir taraftan lafı dinler bir taraftan çayı koyar, kahvaltıyı hazırlarım.
- Uyuyor muydun? Öğlen oldu saate bak. Ne uykusu bu?
Soru değildi bu cümleleri, ben geldim sen kalk,kalktın zaten dinle beni. Beni dinlerken ne halt edersen et ama beni dinlediğini belli et, ne zaman olsa uyursun, ben uyuyamadım demekti. Anladım.
Kalktım çayı koymaya soru sormadım nasılsa anlatacaktı. Dinlemeye hazırım bakışıyla karşısına oturana kadar sessizce bekledi. Oturunca gözlerime baktı. bir şeyler isteyecekti, istedi.
- Oturmadan bir müzik aç, geceden kalmamış, acıtmayan, mutlu da etmeyen. Hani çayın yanına yakışan ama kurabiye, kuru pasta tadında olmayan. Geceyi silmeden çok ta parlatmadan yaşanmışları beynimizi delmeyen bir müzik aç....
Kalktım " Nereden bulayım bunları ?" diye sormadım da radyoyu açtım. Ne çalarsa bahtımıza der gibi...
Gece beynini zorlayacak, yıpratıcı geçmiş olmalıydı. Anlatacaktı nasıl olsa.
-Günaydın...Erken çalınmış zilin farkında o arz yumuşak bir ses,elinde fincan yok, kafasında anlatılacak bir dolu şey, bir dolu soru cevabı benden istenmeyen ama bana sorulan . Samimiyetin güveninde neredeyse itekleyerek giriyor içeri. Mutfak masasına geçip oturuyor, her zamanki yerine.Kapıyı kapatıp peşinden bende masaya gidip karşısına oturuyorum. Lafa başlasın, bir taraftan lafı dinler bir taraftan çayı koyar, kahvaltıyı hazırlarım.
- Uyuyor muydun? Öğlen oldu saate bak. Ne uykusu bu?
Soru değildi bu cümleleri, ben geldim sen kalk,kalktın zaten dinle beni. Beni dinlerken ne halt edersen et ama beni dinlediğini belli et, ne zaman olsa uyursun, ben uyuyamadım demekti. Anladım.
Kalktım çayı koymaya soru sormadım nasılsa anlatacaktı. Dinlemeye hazırım bakışıyla karşısına oturana kadar sessizce bekledi. Oturunca gözlerime baktı. bir şeyler isteyecekti, istedi.
- Oturmadan bir müzik aç, geceden kalmamış, acıtmayan, mutlu da etmeyen. Hani çayın yanına yakışan ama kurabiye, kuru pasta tadında olmayan. Geceyi silmeden çok ta parlatmadan yaşanmışları beynimizi delmeyen bir müzik aç....
Kalktım " Nereden bulayım bunları ?" diye sormadım da radyoyu açtım. Ne çalarsa bahtımıza der gibi...
Gece beynini zorlayacak, yıpratıcı geçmiş olmalıydı. Anlatacaktı nasıl olsa.
Yorumlar
Yorum Gönder