Çöle benzer

Çayını koyup karşısına oturduğumda o da sabah keyfinden vaz geçip onunla sohbete niyetli olduğumu anladı. Öyleyse o da anlatacaktı. Keyif alarak anlatacaktı hem de, hazırdım onu dinlemeye her zaman yapmazdım. Vakit ayırmazdım.O yerleşti iyice sandalyesine baktı ilgim yerinde söyleyeceği şeyler dinlenecek biraz filozof vari bir anlatımla başladı.

- İnsan doğduğunda hadi boş ver doğduğunu ergenliğe gelirken diyelim bir el değmemiş orman gibidir. Orman değil orman bir dolu yaprak altı yolları hemen ortadan kaldırır siler. Orman izleri yok eder. Orman değil. Bir çöl gibidir diyelim daha güzel. Hayat bir çöl gibidir insan için. Ama gönül de çöl gibidir. Hayat da çok gelip geçen olabilir bir sokak bir cadde benzeri ayak izleri olabilir. Birbirine karışmış ayak izleri. Ama gönül, aşk izleri o kadar çok olmaz. Bir iz görürsün genelde, bir kaç başka iz derin olmayan rüzgarın silebildiği sildiği.Hikayesi derin olan rüzgara direnmiş ya bir ayak izi vardır, ya bir kaç en derini hangisi saklanan, zamanın rüzgar gibi silemediği, yağmursuzlukta kuytuda kalmış silinmemiş ayak izleri.Issız olur çöller, iz bırakanı olmaz. Rüzgarın kovaladığı kum tanecikleri olmasa izlerde silinmez zaten.
Öyle güzel anlatıyordu, sözünü kesip çay koymadım. O da anlatmayı sevmişti istemedi önceleri.Bir soluk almak için durunca bardağını kaptım.  
  

Yorumlar